18 Ağustos 2013 Pazar

TATTO CLUP

  ''Karşınızda Azize Musallat''

-Neden böyle bir giriş yaptım;
Sahneden bi görüntü

Uzun bir aradan sonra Azize Musallat dün akşam ''TATTO CLUP'' adında bir mekanda sevenleriyle buluştu.Gidemeyenler için o anı birazda olsa yaşatmak amaçlı bu şekilde bir giriş yaptım...

Hazır cevaplılıgı,Dobralıgı,zekası ve seksi'liğiyle bilinen Azize,formundan taviz vermeden tüm zerafetiyle geceye renk kattı,altın sarısı saçları ve pembe elbisesiyle..

Sahnede olmayı çok özlediği gözlerindeki ışıktan bariz anlaşılıyor.Espirilerin birbiri arkası kesilmiyordu..
-Malum azgın bakire bi bayan acaba o gözlerindeki ışık oradaki yakışıklılardan mı kaynaklanıyordu. ;)))

Uzun uzun anlatmaya gerek yok sanırım, azize denince zaten:
Kahkaha,Gullüm,Eğlence gelir insanın aklına,yani bu da o eğlencelerden biriydi aslında..


Gece sonunda


Umarım sıkılmamışsınızdır kısa bi yazıyla anlatmak istedim.



Adreslerimizden Takip etmeyi unutmayınız.Başka bir blogumuzda görüşmek üzere Hoşçakalın..

5 Ağustos 2013 Pazartesi

Ekran fenomeni Azize

Hiç mutlu olamamış, şizofren, seks hastası bir kadını tanımak ister misiniz? Sizi Gullüm Show'un Azize'si ile tanıştıralım. Önce Saba Tümer, sonra Melek Baykal'ın programlarında sokak röportajları yaparak tanındı 



Onu ağzımız bir karış açık seyrediyoruz, çünkü Azize aslında bir erkek. Hem de Siirtli, dindar bir ailenin oğlu. Gerçek adı Fehmi Dalsaldı (33). İşte makyajyapıp elbise giydiğinde pek çok kadından daha kadın olan Fehmi’nin öyküsü...
- Sana hangi kimliğinde hitap edelim? Azize mi Fehmi mi? 
Nasıl isterseniz. Nasıl olsa ikisi de benim.
- O zaman önce Fehmi’yi anlat bize.
1979’da İstanbul’da doğdum. Arap kökenli Siirtli bir ailenin çocuğuyum. Akademi İstanbul’da İç Mimarlık eğitimi aldım. İş bulamayınca dışarıdan işletme okudum. Banka sınavlarına girdim ve kendimi bankacı olarak buldum. Kazandığım para yetmedi, ek iş olarak akşamları gece kulübünde kadın kılığında taklit yapmaya başladım. Yapmak istediğim işin bu olduğunu anlayınca 4 yıl sonra bankadan istifa ettim ve kendimi sahnelere attım.
- İç mimarlık ve işletme okudun, bankacı oldun, sahneye gönül verdin... Ne alaka?.. 
Moda tasarımcısı da olmak istemiştim. Ama akademi için torpil gerekiyordu, bulamadığım için o hayalime veda etmiştim. Okulda ve arkadaş ortamlarında taklitlerimle güldürürdüm. Günün birinde komedi oyuncusu olacağımı hep biliyordum.
- Kulüp sahnesinde ne yapıyordun? 
Huysuz Virjin gibi kadın kılığında sahneye çıkıyor, ona buna sataşıp Şahika Koçak tiplemesiyle Yasemin Yalçın, Sezen Aksu ve Bülent Ersoy gibi çeşitli sanatçıların taklidini yapıyordum.
- Neden kadın kılığında taklit?.. 
Taklidini yaptığım sanatçıların hepsi kadındı. Konsepte ve komediye uygun olsun diye kadın kılığına girdim. Ayrıca kadın kılığında herkese sataşabilir, insanları güldürebilirdim. Erkek görünümünde bunu yapmam pek mümkün olmazdı.

 “Azize, halamın adı”
- Bu işi yapmak içineğitim aldın mı? 
Hayır. Yeteneğim Allah vergisi. Ama taklidini yaptığım sanatçıların şarkılarını söylerken detone olmamak için hâlâ şan dersleri alıyorum.
- Taklit konusunda nelere dikkat ediyorsun?
Taklit edeceğim sanatçıları çok titiz izliyorum. Üstüne de kendimden çok şey katıyorum. Birçok tiplemem var, sizin Saba Tümer ve Melek Baykal’ın programlarında seyrettiğiniz Azize de onlardan biri.
- Azize ismi ve tiplemesi nereden çıktı?
Büyük halamın adı. Azize de tam bir kadın ama konuşurken ağzını biraz yan tutup lafını esirgemeden söylüyor. Halamın daha farklı bir versiyonu yani.
- Azize’yi bize nasıl anlatırsın?
Azize, Gullüm Show’un bir parçası! Muhabir. Hiç mutlu olamamış, şizofren, seks hastası, hoşlandığı erkeğe kur yapan, anarşist ruhlu bir kadın. Azize ekran fenomeni oldu. Uzun yıllar hayatımızda yer almasını umuyorum.
- Makyajını kendin mi yapıyorsun? 
Bazen. Daha çok çalıştığım kanalların makyözleri beni Azize’ye dönüştürüyor. Kıyafetlerimi de ben seçiyorum.
"Sokakta beni tanımazlar”
- Normal yaşantında nasıl giyiniyorsun?
Çok sade ve spor. Görüntü olarak Azize ile aramda uçurum var. Sokakta kimse beni tanımaz.
- Sokakta tanınmamak rahat olmalı. Ünlü olmak seni korkutuyor mu?
Korkutmuyor dersem, yalan olur. Birdenbire ünlü olma derdinde değilim. Öyle olsaydı, bugüne kadar tüm fırsatları değerlendirir, orada burada konuşurdum. Ben ünlü olmak yerine, sanatımla, komedyenliğimle yükselmek istiyorum.
- Taklidini yaptığın ünlülerden kızan oldu mu?
Olmaz olur mu! Nur Yerlitaş ve Pakize Suda. Bana dava açacaklarmış. Taklit, aslını yaşatır aslında. Ama ikisi de yaşatılmayı hak etmiyor. Gün gelecek “Taklidimizi yap” diye yalvaracaklar ama havalarını alacaklar.
- Kendini daha çok kadın mı yoksa erkek olarak mı görüyorsun?
Kadınlar arasında yetiştiğim için kadın algılarım ağır basıyor. Elbiseyi giyip makyajımı yaptığımda tam bir kadın gibi hissediyorum kendimi. O kimliğe nasıl büründüğüme inanamıyor, ben bile kendimeşaşırıyorum.
‘Dindar bir aileden geliyorum’
- Mesleğini, ailen nasıl kabul etti?
Başta aileme ne yaptığımı söylemedim, tepki göstereceklerinden çekiniyordum. Huysuz Virjin’i çok sevdikleri ve takdir ettikleri halde dindar bir aileye sahiptim çünkü. Ama ilk televizyon programımdan sonra korkularımın yersiz olduğunu anladım. Hatta espri bile önerdiler bana.
- Evlenmeyi düşünüyor musun? 
Hayır. Tekeşliliğe inanmıyor, evlilerin mutlu olduğunu da sanmıyorum. Evinizdeki koltuğun yüzünü yıllarca kullanır mısınız? Hayır. Ya kumaşını değiştirir ya atmak istersiniz. Aldığınız insana 40 sene dayanır mısınız? Hayır. Koltuğa tahammülü olmayan insan, 40 yıl boyunca o kadına ya da adama nasıl tahammül edebilir ki!
‘Huysuz’un tırnağı olamam’
- Örnek aldığın sanatçılar var mı? 
Bastığı yeri öpeceğim üç sanatçı var: Seyfi Dursunoğlu (Huysuz Virjin), Cem Yılmaz ve Ata Demirer. Benim yolumu da üstat Huysuz Virjin açmıştır. Seyfi Bey ile tanıştım. Bir yıl önce Saba Tümer’in programında sokak röportajları yapıyordum. Stüdyoya konuk oldu. Program sırasında onun kılığında stüdyoya dalmış ve “Ayyy! Seni Allah kahretmesin” diye bağırarak kucağına oturmuştum.
- Eyvah! Sonra ne oldu? 
Çok beğendiğini söyleyerek beni tebrik etti. Daha sonra da evine gittim, elini öptüm. O da bana hem hatıra olması hem de sahnede giymem için 4 farklı kıyafetini hediye etti ve altın değerinde nasihatlarda bulundu. Hâlâ da onu arar, hatırını sorar, fikrini alırım.
- Kendini Huysuz Virjin’e rakip görüyor musun? 
Ya da onun veliahtı olduğunu düşünüyor musun? Mümkün mü öyle bir şey! Düşünmesi bile beni gerer. O bu sanat dalının duayeni. Ben onun yanında neyim ki! Tırnağı olamam.

Azize bağımsızlığını ilan etti!

Azize bağımsızlığını ilan etti!
Bir süredir Star’da “Melek” programının içinde sokak röportajları ve parodiler hazırlayan Deniz Fehmi Dalsaldı hayat verdiği “Azize” tiplemesini de alarak programdan ayrıldı... Deniz Fehmi tek bir alanda sıkıştırılamayacak kadar ilginç yeteneklere sahip bir komedyen. Ve bana göre büyük usta Seyfi Dursunoğlu geleneğini sürdürebilecek tek yetenek belki de... Bu yüzden Star TV genç komedyene bir kredi açıyor. Bildiğim kadarıyla Deniz Fehmi her biri bir diğerinden komik tiplemeleriyle ekrana geleceği bir bağımsız programa hazırlanıyor... Şu kadarına emin olabilirsiniz, bir yıldız doğdu, şimdi daha da görünür hale geliyor. Tabii hayati bir hata yapmazsa...





TATTOO CLUB

FEHMİ DALSALDI (AZİZE MUSALLAT) 17 AGUSTOS CUMARTESİ 
GÜNÜ TATTOO CLUB'DA SİZLERLE BİRLİKTE OLUCAK GİTMEK İSTEYENLER YER AYIRTABİLİR 
https://www.facebook.com/events/534461383268976/?ref=22 

Rezervasyon Numaraları: 
0-554 814 34 45
0-553 434 25 70 
Giriş 30 TL + Yerli İçki 

Issız Adaya düşseniz yanınıza almak istediğiniz üç kişi Başarılı Komedyen Fehmi Dalsaldı, Pascal Nouma ve Sercan Badur başrollerinde oynadığı muhteşem bir komedi Tavşan Adası.

Gündüz bankacı gece Yıldız Tilbe Fehmi DALSALDI

İstanbul'un gözde eğlence mekanı Nahide'de her gece sahne alan ve yaptığı taklitlerle konuklarını kahkahaya boğan Deniz Fehmi Dalsaldı, altı ay öncesine kadar bankacıymış! Uzun süre gündüzleri bankada memur olarak çalıştığını, akşamları da kadın kıyafetleri ile sahneye çıktığını anlatan Dalsaldı şunları söyledi: 

SEFA ŞOVUMU KOPYALADI "Ailem muhafazakâr olduğu için ilk başlarda Nahide'de çalıştığımı sakladım. Altı ay önce de açıklayıp bankadan ayrıldım. Bu işi Beyoğlu'nda kalitesiz, ucube bir yerde yapmış olsaydım ailemin tepkisi sert olabilirdi ama annem ve babam yaptığım işin bir sanat olduğunu anlayıp beni destekledi..." Yıldız Tilbe, Seda Sayan, Gönül Yazar, Zerrin Özer ve Sezen Aksu taklitleriyle herkesi güldüren Deniz Fehmi Dalsaldı; 'Yetenek Sizsiniz' yarışmasında birinci olan Sefa Doğanay'ın 'kendi şovunu kopyaladığını' da iddia etti. 

İLGİMİ ÇEKENLERİ İNCELERDİM

  Taklit yeteneğinizi nasıl keşfettiniz? 

12 yaşındayken ilgimi çeken insanları incelemeye başladım. Bir süre sonra onların katıldıkları programlardaki konuşma şekilleri hafızamda yer etti; taklitlerini yapmaya başladım. En zorlandığım isimlerin başında da Bülent Ersoy geldi. Çünkü 12 yaşındayken sesim henüz oturmamıştı. Çalışarak zamanla oturdu... Taklitler gelişince onlar gibi düşünmeye başladım. Seda Sayan'a biri bir şey söylerse, ne yapar? Bu kadın ya birini evlendiriyordur ya da doğurtuyordur. Seyircisiyle iletişimi nasıl? Onu oraya getiren nedir? Dolayısıyla sahnede onun gibi cevap veriyorum. 

KADIN KIYAFETİ İLE EĞLENCELİ  

Taklitlerini yaptığınız isimlerin hepsinin kadın olması tesadüf mü?

Hayır, özellikle ben kadın olmalarına özen gösterdim. Çünkü bir erkeğin, kadın kıyafetleri içinde taklit yapması daha eğlenceli... Nihat Doğan taklitleri artık tüketildi. Taklidini yaptığım kadınların hepsini seviyorum. Mesela Gönül Yazar keyifli bir taklit. Çünkü hayatı tamamen kocaya endekslenmiş! 

 Sahneye ilk kez nerede çıktınız? 

Bu işe Nahide'de başladım. Burada üç yıldır sahne alıyorum ve burası benim baba evim, okulum. Bu sahnede tecrübe kazandım... 

BANKACILIK SEVMEDİĞİM BİR İŞTİ  

Bankacılık hikayeniz nasıl başlamıştı? Sahneyi her zaman istiyordum. Yaratıcı bir kişiliğim vardı. Sırf bu yüzden lise eğitimimi moda tasarım üzerine yaptım. Sonrasında da iç mimarlık üzerine eğitim aldım. Ardından işletme okudum. Okul hayatım bittikten sonra para kazanmak zorunda olduğum için bir bankanın açtığı sınava girdim ve kazandım. Özel bir bankada memur olarak işe başladım. Hayatımı sürdürmek, standartlarımı korumak için para kazanmak zorundaydım. Bu yüzden de üç yıl boyunca sevmediğim bir işte çalıştım. Ancak aklımın bir kenarında hep sahne vardı. Sonunda cesaretimi toplayıp başardım. 

 Sahneye çıktıktan sonra bankada çalışmaya, para saymaya devam ettiniz mi? 

Hemen bırakmadım. Henüz altı ay önce bıraktım. Uzun bir süre ikisini bir arada sürdürdüm. Bankada bu hiçbir zaman sorun olmadı. Sadece ailemden bir süre sakladım. Çünkü ailem muhafazakâr bir aile ve nasıl tepki vereceklerini bilmiyordum. Açıkçası korktum... Çünkü gündüz banka memuruyken akşamları kadın kıyafetleri giyip sahne şovu yapıyordum. Bu da insanın kendi içinde çelişkilere neden oluyordu. Boyut değiştiriyorsunuz... 

 Kendi içinizde bocaladınız yani?

Aynen öyle ama işimi çok sevmem bunların üstesinden gelmeme neden oldu. 


KRİZ BABAMA DÜKKAN KAPATTIRDI 

 Aileniz öğrendiğinde, tepkileri ne oldu? Annemle babam beni izlemeye geldi. Buradaki insanların bana olan sevgisi ve gösterdikleri saygıdan çok etkilendiler. 

 Babanız ne iş yapıyor?

 Babam 25 yıllık esnaftı. Türkiye'deki büyük krizden sonra dükkanı kapattı. Borçlarını ödedi ve emekli oldu. Annem evhanımı. Bir erkek kardeşim var. Babam benim en korktuğum ve çekindiğim insandı ama gelip beni izledikten sonra sahnenin beni çok mutlu ettiğini gördü. 

İÇKİ İÇMEM, BAR BAR DOLAŞMAM 

 Anneniz ve babanız sahnede kadın kıyafetleri giymenize tepki gösterdi mi? 

Sahnede kadın kıyafetleri giymekten hiç gocunmadım. Neticede günlük hayatımda kadın gibi gezmiyorum. Sahneden indikten sonra normal insanlar gibi giyinip evime giderim. Bu yüzden ailem yaptığım şovun sanatın bir parçası olduğunu algıladı. Ayrıca içki içen, geceleri bar bar dolaşan birisi olmadığım için onları üzecek bir davranışım da olmadı. Ama yine de insanların bazı önyargıları var. Mesela ben Seyfi Dursunoğlu'na (Huysuz Virjin) konan ekran yasağına çok üzülüyorum. Bunu hak etmediğini düşünüyorum.



BURAK BEY BENİ GÖRÜNCE 'BUNUN HER YERİ TAKLİT OLSA NE OLUR?' DEDİ Nahide'de sahneye çıkma hikayeniz nasıl gelişti? Benim çok yakın bir arkadaşım, buranın işletme müdürü olan Burak Kılıç ile arkadaştı. Burak Bey'e "Bir arkadaşım var, çok iyi taklitler yapıyor" demiş. O da görmek istemiş. Ben de o zaman bankada çalışıyorum. Üzerimde takım elbisemle beni görünce, Burak Bey "Ay ne çirkin, çelimsiz bir adam bu! Bunun her yeri taklit olsa ne olur?" diye beni beğenmedi (Gülüyor). 


 Siz ne yaptınız? 

Elime mikrofonu aldım ve sahneye çıkmadan perde arkasından Bülent Ersoy taklidi yaptım. Tüm garson ve komileri, mutfağın önüne çağırdım. Hepsi şoke oldu! Gerçekten de Bülent Hanım'ın Nahide'ye geldiğini sandılar. Tepkiler güzel olunca İzzet Çapa beyefendiyle de görüştüm. "Sahne senin, ne istiyorsan yap" dediler. Ama o kadar acemiydim ki; peruk nedir, makyaj nasıl yapılır bilmiyordum. Burası bu konuda bana müthiş bir deneyim oldu. Burada kendimi yetiştirdim. Ben hâlâ öğrenmeye çalışıyorum.

MÜŞTERİNİN MESAJINI GÖZÜNE BAKTIĞIM ANDA ANLIYORUM
 Taklit ettiğiniz ünlüler sizi izlemeye gelip herhangi bir yorumda bulundu mu? 

Gönül Yazar ile tanıştım. Nahide'ye gelip gider. Ama genellikle taklitlerini yaptığım ünlüleri telefonda şakalıyorum. Çok enterasan diyaloglar oluyor... 


 Sahneden şaka yaptığınızda, buna tepki gösteren müşteriler oluyor mu? 

Buraya gelen insanlar eğlenmek için burada. Konsepti biliyorlar, her şeyi göze alarak geliyorlar. Müşteriye bakıyorum; gözlerinden "Bana dokunma" hissini alıyorum ve o masayı es geçiyorum. Ama bazıları da "Gel yanıma benimle uğraş" diyor, ben de bu fırsatı kaçırmıyorum. 

 Şovunuz ne kadar sürüyor? 
Sahnede 20 dakika ile yarım saat arası kalıyorum. Bazen daha da uzun sürüyor. Mesela bekarlığa veda partisi varsa gelini sahneye alıyorum. Gelinle birlikte kaynanayı çekiştiriyoruz... 


 Nahide Şov Ekibi ile aranızda kıskançlık oluyor mu? 

Asla böyle bir şey olmuyor. Burada herkes insanları eğlendirmek ve tabii ki aynı anda da eğlenmek istiyor. Burada çalıştığımız için hepimiz çok mutluyuz. 

SIKINTIM YOK 


 Taklit yaparak bankada kazandığınızdan daha fazla mı kazanıyorsunuz? 

Tabii ki (Gülüyor). Kıyaslanmaz bile! Burada hayat standartlarımı koruyacak miktarda para kazanıyorum. Bu konuda herhangi bir sıkıntım yok. 

 Sahne şovunuz dışanda neler yapmak istiyorsunuz? 

Düşündüğümüz birçok televizyon projesi var. Hatta bir demo bile çektik.

Azize'yi Tanıyalım (Fehmi Dalsaldı ile Röpörtaj)

Komedyen Fehmi Dalsaldı’yı fazla da tanıtmaya gerek yok aslında ama kısa özet geçmek gerekirse; Yıllarca Cahide’de taklitleriyle nam salan Fehmi, asıl mesleği bankacılığı bırakıp show dünyasında yerini sağlamlaştırmaya karar veriyor.

    “Saba Tümer’le Bugün” programındaki skeçlerinden sonra,Star TV’de Melek Baykal’ın sunduğu MELEK ‘te bu kez haftanın 5 günü yine sokak röpörtajları ve diğer çılgınlıklarıyla karşımıza azgın, dengesiz, edepsiz, lafını esirgemeyen AZİZE olarak çıkıyor.

Videoları internet üzerinden izlenme rekorları kıran AZİZE ve FEHMİ DALSALDI çoktan  geylerin (ve ASLINDA ONU SEVEN HERKESİN) ikonu haline dönüştü. Travesti ve transseksüelleri ötekileştirmeye çalışan halka, gündüz vakti, sokağın ortasında mikrofon uzatan Fehmi, aslında bence LGBT’lerin görünürlüklerine önemli bir katkı sağlıyor. Bu yüzden bana da LGBT Röpörtajlar’ın üçüncüsünde onu /onları konuk etmek düştü. Ne de olsa, televizyonlarda onun gibi biriyle sık karşılaşmak pek mümkün olmuyor..



RÖPÖRTAJ:


-Show TV’den ayrıldıktan sonra kendine ait bir showunun olacağı söylenmişti sanırım ama yine bir kadın programının içinde geri döndün. Memnun musun bu durumdan?

Kadın programlarında olmak aslında benim tercihim değil. Kendime ait bir show hazırlığımız oldu. Çekimleri de yaptık. Kısmet böyle oldu. Ancak ben memnunum. Rating’den nefret ediyorum. İçinde bulunduğum programlara da rating olarak katkılarım olmuştur, kıymetim de bilinmemiştir aslında ama kendi başına bir program yapmanın da eksi ve artıları tabi ki var.

-MELEK’te eski programına göre daha fazla yerini buldun sanırım değil mi?

Evet. Melek Baykal yıllarca bu işe emek vermiş usta bir oyuncu. Çok iyi anlaşıyoruz, çok iyi paslaşıyoruz. Beni anlıyor. Halden anlıyor. Neye ihtiyacım olduğunu biliyor. Ve en önemlisi her programımdan sonra bana teşekkür ediyor. Ben de ona buradan teşekkür ediyorum.
Elimden geldiğince programa katkı sağlamaya çalışıyorum. Melek hanımın programdaki ciddiyetini özellikle canlı yayına yaptığım baskınlarla kırmaya çalışıyorum. Çok da iyi neticeler alıyoruz bence.

-Tutucu bir toplumda “zenne” olarak dolaşıyorsun…

Aman Murat bana “zenne” deme de ne dersen de, “orospu” de başka ağır hakaretler et ama “zenne” falan deme :)

-Peki pardon o zaman, hani ben kadın kılığına giren erkek konseptini kısaltmak istedim, “cross-dresser” vb dememek için.Şöyle sorayım, bu kıyafetleri giyip sokağa çıkıyorsun. Eminim korkun yoktur doğal olarak ama başına bu kılıktayken tatsız bir şeyler geldi mi?

Büyük tatsızlıklar olmadı ancak laf atanlar oluyor tabi. Ancak onlar da sanırım benim yaptığım işin ne olduğunu bilmeyen insanlar olsa gerek. Yoksa bana ağır hakaretler eden adam oturup da bunu izlediğinde aynı düşüncede olacak mı ? Sanmam. Bir gün zaten bana laf atan birine uzatacağım mikrofonu, ağzına değil tabi!
Onun dışında kadınlar, hacı amcalar, hacı teyzeler yanıma yanaşıyor. İnsanların ilgisi yüzünden çekimleri yarıda kesiyoruz falan. Aklı başında olan insan zaten benim yaptığımın ne olduğunun farkında.

-Senin yaptığın iş öylesine bir havadan sudan bir komedi skeci gibi görünebilir ama sen aslında toplumsal olaylar ve siyasetle ilgili taşlamalar da yapıyorsun sokak röpörtajlarında

Evet, yapıyorum. Suya sabuna dokunmak lazım. Dokunmadan olmaz. Bir sorumluluğum olduğunu düşünüyorum. Mizah çok apolitize oldu. Bunu doğru bulmuyorum.

-Sokaklarda kadın kılığında dolaşıyorsun, sanırım “Kadına Şiddete Hayır” yürüyüşünde de vardın geçtiğimiz Pazar günü. “Kadın” olan bir erkek olarak kadın olmanın zor olduğunu söyleyebilir misin?

Çok zor. Zor olmaz mı hiç. Kadınların yaşadığı laf atmalardan/tacizlerden falan bahsetmeme gerek bile yok. Giyimi kuşamı, bakımlı olmayı da zorluktan saymıyorum desem bile kadın kıyafeti giydiğin zaman senden başka beklentiler oluyor. Ben tabi Azize kostümünde olsam bile otururken bacaklarımı açarak erkek gibi oturuyorum arada. O kıyafeti giydiğin an senden beklenti doğuyor hemen. Derli toplu oturmamı bekliyorlar. Bir yerim görünmesin diye. Halbuki oraya bakan beklediği şeyi göremeyecek zaten :)

-Biliyorsun başbakanımız  “Muhteşem Yüzyıl”a kafayı taktı bu ara. Sana da tepkiler gelir mi ne dersin? Geldi mi yoksa o taraflardan hiç tepki?

Evet başbakanımızın böyle bir açıklaması var sağ olsun. Hatta kanuni mercilere de baş vurmuş diziyle ilgili meğer. Bunun bir kurgu olduğunu, bir tv dizisi olduğunu anlıyor olması gerek diye düşünüyorum. O bahsettiği Kanuni ki kendisine boş mezar kazdırıp kibirinden kurtulmak için o mezarın içinde kendini terbiye etmiş. Bundan da ders almalı bence. Ama bilmiyorum bu laflarımdan sonra boş mezar kazdırıp beni mi gömer artık içine :)
Benimle ilgili henüz böyle tepkiler gelmedi ama Seyfi Dursunoğlu’nun yaşadıklarını hepimiz biliyoruz.”Televizyonlarda kadın kılığında erkek görmek istemiyoruz” diye bir açıklama yapılmıştı zamanın RTÜK başkanı tarafından. Bunlar da olmadı değil hani.

-Yani sana henüz böyle bir tepki gelmedi diyorsun…

Evet Murat’cım gelmedi ama sen konuyu didiklemeye devam edersen yani sonum iyi olmayacak sanki :)

-Yurtdışında show dünyasında hayran olduğun, bir arada oynamak istediğin kim var mesela?

Meryl Streep var. Özellikle Margaret Thatcher’ı canlandırdığı filme bayıldım.Çok başarılıydı.

-Nerede sahne almak nasıl bir show yapmak isterdin imkanlarını sağladığın zaman?

Bir kabare show yapmak isterim. Ancak elbette bunun için çok uğraşmak,planlamak,çalışmak gerekiyor. Öyle kendini assolistten önce sahneye atmaya benzemez bu. Hele de show senin üzerine kuruluysa her detayı planlaman lazım. İleride yapacağız onu da.

-Gelecekteki projeler nedir?

MELEK devam ediyor bir de yeni dizi çalışmamız var. Yönetmenim Alper Alpözgen yazıyor projeyi. Çok sevdiğim ünlü bir kadın komedyenle çalışıyorum. Şu anda daha fazla detay veremiyorum ama inşallah güzel olacak. Bol bol güleceksiniz.

Fehmi Dalsaldı'ya teşekkürler. Yolu hep açık olsun.



Fehmi Dalsaldı / Röportaj

Ocak, 2013

Sabah yayın kuşağını takip edebilerdenseniz ‘Melek’ programında Fehmi Dalsaldı’ya denk gelmiş olmanız muhtemel. Kendisi her gün kadın kılığına girerek skeçler yapıyor. Huysuz Virjin’den aşina olduğumuz tebdili kıyafet komedi formatını başka bir boyuta taşıyor. Onunla hâlâ tanışmadıysanız daha fazla gecikmeyin.

Komedyenliğe başlama hikâyenizi anlatır mısınız?

Arife akşamları bayramı beraber karşılamak için ailemle ve arkadaşlarımla bir araya gelirdik. Ben bir ara ortadan kaybolur; ya Sürahi hanım ya da Bülent Ersoy olarak makyajlı, entarili gelir, her birine sataşır, onları güldürürdüm. İlk olarak Yasemin Yalçın tiplemelerinin taklidiyle başladım, ardından Bülent Ersoy ve diğerleri geldi. Gullüm Şov’un yazarı ve yönetmeni Alper Alpözgen ile 10 yaşından beri arkadaşız ve beraber neler neler yapmadık ki! Telefonda işletmeler, TV kanallarına canlı yayınla bağlanarak bir ünlü gibi konuşmalar… Hep bir gün bu işi sahnede yapacağımı biliyordum ve sadece hazır olmayı bekledim.
Bir arkadaşım Cahide Kabare’de dansözlük yapıyordu. Bir gün yine evde Gullüm Şov yaparken “Bana bak, seni Cahide’de sahneye çıkaralım, yeter artık bıkmadın mı şu bankacılıktan?” dedi. Ben o gazla “Tamam.” dedim ve bir hafta sonra mekân işletmecisi Burak Kılıç’la görüştük. Beni çok
beğendi ve şova başladım. Alper Alpözgen de güzel bir taklit stand-up yazdı. Sahneden sonra bir radyo programına ve TV programına dahil oldum, ardından ‘Saba Tümer ile Bugün’ programında Gullüm Şov yapmaya başladım. Şimdi ise Star TV’de ‘Melek’ programında devam ediyorum.

Kılık değiştirmeye ne zaman başladınız?
Zaten işim mizah olduğu için kılıktan kılığa giriyordum, bunun bir sorun yaratacağını düşündüm ama öyle olmadı. En başta aileme, sanatıma gösterdikleri saygıdan dolayı çok teşekkür ederim. Muhafazakâr bir ailede büyüdüm ama bunun içinden sanat ve mizahla sıyrıldım.

Kadınlara bakış açınız değişti mi? 
Değişti, değişmez olur mu? Ne kadar zormuşkadın olmak, ne kadar detaycılar… Kadınları seviyorum onlar çok başkalar, aynı işyerinde çalışmaya tahammülüm yok sadece çünkü hiç susmuyorlar.

Gardırobunuzu merak ediyoruz, çok fazla kıyafetiniz var mı?
Kendi kıyafetlerimden ziyade işimle ilgili çok kıyafetim ve aksesuarım var. Normal kıyafet alışverişi yapamıyorum. İşim daha önemli benim için, kendime bir şey almadan önce 40 kere düşünüyorum; ama işAzize için hırka, ayakkabı, çanta ya da Gönül Yazar için küpe ya da gelinlik almaya gelince çok cömertim. Gardırobumda gelinlik bile var.

Huysuz Virjin’den sonra bu ülkedeki bilinen tek ‘cross-dresser’sınız. RTÜK’ün onu defalarca uyardığını biliyoruz. Siz benzer uyarılar aldınız mı?
Huysuz Virjin’i RTÜK uyarmışolabilir; ama sanırım RTÜK beni kadın zannediyor. Şaka bir kenara, hiçbir uyarı ya da ceza almadım. Seyfi Bey 80 yaşında bu tür kısıtlamalar ile başedemeyecek yaşta, ama ben daha çok gencim eğer bir yaptırım uygulanır ise, bunu AİHM’e bile taşırım.

Türkiye’de bir yandan Bülent Ersoy, Zeki Müren gibi isimler hoşgörü ile karşılanıyor, bir yandan da homofobi çok yaygın. Bunu neye bağlıyorsunuz?
İkiyüzlülük ve çifte standart olarak addediyorum. Sanatçıysan, eşcinselliğin sorun değil. Önüne kırmızı halılar serilebilir, hatta cenazene devlet töreni yapılır. Ama öğretmensen, doktorsan ve sıradan biriysen meslekten men edilebilirsin, apartmandan atılabilirsin. Hatta evladın eşcinsel ise onu vurabilirsin. Devletin bile bu meselelere kayıtsızlığı ortada. Ahmet Yıldız’ın babasının bulunmaması gibi. Yani devlet “Ne yapsın adam, oğlu *bneymiş.” demişolabilir mesela. Yıldız’ın babası bulunmadığına ve adalete teslim edilmediğine göre sanırım bu kanıdalar.

Türkiye’de LGBT üyelerini koruyan bir yasa yok. Bu konuda LGBT örgütlerine destek vermeyi düşünür müsünüz?
Ben zaten destekçileriyim, ne zaman çağırsalar yanlarındayım. Bu yıl Hormonlu Domates Ödül Töreni’ni ben sundum. Onur Yürüyüşü’ne de hep katılıyorum. Trans cinayetleri beni çok üzüyor, diğer tüm cinayetler gibi. Ne yapabiliriz, nasıl bir çözüm üretebiliriz onu oturup konuşmamız lazım. İstiklal Caddesi’ndeyken bir transa soru sorduğumda oturup bana herkesin gizli eşcinsel olduğundan bahsetti. Bu konuyu çözmemiz gerek.

İnsanlar size gülüyor, siz kimlere gülüyorsunuz en çok? 
Benim hayranı olup çok güldüğüm üç isim var. Ata Demirer, Cem Yılmaz ve Seyfi Dursunoğlu.

Türkiye’de komedi kültürünü nasıl buluyorsunuz?
Türkiye’de herkeste bir komedi var, her kesimin de bir komedyeni var. Komedyenler sadece politikadan uzaklar. Komedyenin izleneceği yer sahne. TV ekranlarında yoklar maalesef.

Gelecek planlarınız neler? Birlikte sahne almak istediğiniz bir oyuncu var mı? 
En çok muhteşem bir kabare yapmayı arzuluyorum. Kocaman bir ekiple hem şarkı söylemek, hem dans etmek hemde mizahımı yapmak istiyorum. Sezen Aksu'yla sahnede Gullüm Şov yapmak istiyorum. Binnur Kaya ile kamera karşısında olmayı çok istiyorum.